Enterasan alışkanlıklarım ben #mimlendim

Mimlenenler arkadaşlarım yazının sonunda isimlerinizi göreceksiniz 😉

Aslında bu yazıyı yazmak için çok geciktim.  Takip edenler bilir, henüz yeni bir blogerım. Yaklaşık 2 hafta önce de Spaksu’nun yazmış olduğu blog yazısı ile mimlendim. Kural gereği mimlenen herkes enterasan alışkanlıklarını yazmalı 🙂 Safa bu yazı ha bugün ha yarın derken şu an yazabiliyorum.

Sizden kendinizi anlatmanız istendiğinde bir an duraksar ne diyeceğiniz bilemezsiniz. Ben de şu an aynen öyleyim. Ama garip alışkanlıklarıma(ve garip hal ve tavırlarım)  şöyle başlayabilirim:

-Gecikmek: Pek sevdiğim bir alışkanlığım değil, bazen kontrol altına almaya da çalışıyorum. Ama gecikmek sakız gibi üzerime yapışmış bir halde. Hatta gecikmekle ilgili pek çok anım var. Staj görüşmesi için ikinci sınıfta Sabancı Üniversitesi’nin kampüsüne taa Tuzla-Orhanlı’ya gidecektim ve ben hocanın dediği saatten yaklaşık 2 saat gecikmiş ve Sultanahmet’ten itibaren 5 vasıta değiştirmiştim: Sirkeciye tramvay(yürümek varken nedense tramvaya binmiştim), Kadıköy’e vapur, Tuzla otobüsü, Orhanlı tarafına dolmuş  ve yaklaşık 1 dk süren bir daha dolmuş. Son dolmuşa binmemim sebebi çok fazla kamyon geçiyor olmasıydı 🙂 Neyse ben bu tüm yaşanan olumsuz şartlar ve gecikmemden sonra hocam bana yemek ısmarlamış ve staj için yanında çalışmamı kabul etmişti. Ballı mıyım ne 😛

-Vapurlar: Sirkeci’den kalkan Kadıköy vapuruna son dk’da yetişme gibi bir huyum var. Sanki ona programlanmışım gibi…  Son 5 yıl içinde 3 kez kaçırdım. Hem de biri ada vapuruydu ama şansıma ek sefer yapmışlardı diğer vapurla paşa paşa vapuruma yetişmiştim. 2.nde ise Haydarpaşa’dan Konya’ya gidecektim. Ben vapuru kaçırınca Sirkeci’ye gidip tren saatini değiştirdim, 3,5 saat sonra kalkacak olan trene biletimi aldım. 3.sünde ise çok yorulmuştum anacım, elimde valiz ve hediyeler ben Antep’e gitmek için Kadıköy’den otobüsümün servisine binecektim. Otobüsü kaçıracağımı düşünüp iskeledeki adamlara kızmıştım, kim bilir ne komik görünmüşümdür onlara 🙂 Ama yazıhaneyi arayıp servis durumunu sorduğumda kadın gayet sakin “merak etmeyin hanımefendi, yarım saat sonrakine de binebilirsiniz” diye yanıt vermişti. O günlerde Haliç köprüsündeki tadilat olayından ötürü o otobüse anca 4 saat sonra binebilmiştim. Ama vapura bindiğimde nefes alış verişlerimi anca düzenleyebilmiştim. Ayrıca Üsküdar- Beşiktaş motorunu da çok severim ❤

-İstiklal: Ben İstiklal’de yürümeyi sevenlerdenim, hatta İstiklal’e Sultanahmet’ten çıkıp yürümeyi sevenlerdenim. Üniversitede son senemde alışkanlık haline getirmiştim. Sultanahmet-Cağaloğlu-Sirkeci-Galata Köprüsü-Karaköy- Galata Kulesi- Tünel ve varış İstiklal.  Aynen bu güzergahta yürüyordum. İnadına bu yürüyüşlerim hep tekti, bazen başka arkadaşlarım eşlik ederdi. Aksi güzergahını daha çok tekrarlamışımdır. Ama İstiklal’de yağmur yağarken yürümeyi sanırım çok özledim. Bir keresinde donumuza kadar ıslanmıştık ve o gece arkadaşlarımla  midyecinin elindeki tüm tepsiyi satın almıştık 🙂 İşte bu fotoğraf da o günden:

-Konuşma tarzım:  Bazen farkında olmadan yüksek sesle konuşmaya başlıyorum. Normalde sesim zaten yüksek çıkıyor, ama bunu biraz daha yükseltince yerinde duramayan heyecanlı küçük kız çocuklarına dönüyorum. Mesela Cem ve Cenk isimlerine alerjim var. Eğer kontrol edemezsem bu isimleri telafuz ederken e harfini inceltiyorum. Yüksek sesli konuşmama ek olarak hızlı konuşmam ve kelimelerimi de yuvarlamam eklenirse insanların benle konuşmaya nasıl tahammül ettiğini anlamak daha güç oluyor.  Sesimin bir düğmesi yok ki ayarlayım o frekansta kalsın güzelim Türkçeyi katletmeden konuşabileyim.  Neyse beni böyle sevenler, ben de sizi seviyorum. Kalp <3.

-Dikkat dağınıklığı:  Başımın belası bir hastalık resmen. Dikkat dağınıklığım yüzünden başladığım işi bitirmekte çoğu zaman güçlük çekiyorum. Alışkanlıklar sınıfına girer mi emin olamadım ama bende böyle bir hal var sevgili okuyucu. Ahan da durumum şu görsel gibi:

-Teknoloji: Blogumun başında geek and scientist yazıyor. Aslında her iki sıfatı da tam hakettiğimi söylemem. Bu sıfatlar geekandsexy blogunu sevdiğimden ileri geliyor. Ama geek değilim diyemem tabii ki, bazı geek ablalarımızın ellerinden öpüyorum. Hatta çoğu geek kadının geek olmalarında çevrelerindeki erkeklerin geek olmasından kaynaklı olduğunu destekleyenlerdenim.  Pekçok şeye para ayırıp alışveriş yaptığım halde halen bir akıllı telefonum yok. Bir zamanlar Kindle’m vardı, ekranı çatladı ne yazık ki 😦 Yatışlarda… Şimdilik geekliğim masaüstü uygulamalarından ibaret diyelim. Ayrıca başkasının bilgisayarını kullanmaktan ben de pek haz etmem. Hatta arkadaşımın Chrome’undaki extensionların yokluğundan kendimi zor tutarım  extension yüklememek için. Ayrıca chrome’u açtıktan sonra adres çubuğuna ayrıca  Google yazana sinir olurum. IE kullanmaktan nefret ederim ama evet bilgisayarımda IE yüklü. Takıntılı bir Sony kullanıcısıyım. İllüstrasyonistlerin hayranıyım, keşke yeteneğim olsa. Dribbble, Behance, Fubiz veya Tumblr üzerinden zaman buldukça veya gelen e-postalardan tasarımcıların tasarımlarını takip ederim.  Amerika’da yaşasaydım Amazon ve Ebay‘in kesinlikle bağımlısı olur, mağazadan alışveriş yapmaya gitmezdim.  Masaüstünde kullanmayı sevdiğim uygulamalar Evernote’u en başta söyleyebilirim. Hatta artık yemek tariflerini bile oraya atıyorum. Chrome’da en sevdiğim uzantılar ise Evernote Chrome uzantısı ve Silver Bird Twitter uzantısı. Favori bulut depo yerim ise Dropbox, henüz Google Drive’a pek entegre olamadım. Bunları kullanmak benim için bilgisayarın başına geçtiğimde hep tekrarlayan alışkanlıklarım 🙂  Bir de insanların neden halen hotmail kullandıklarını anlamam, yıl olmuş neredeyse 2013 hotmail kullanan insanlar var. Ayrıca Gtalk ❤

Ben bu yazıyı yayınlamayı erteledikçe aklıma başka şeyler de geliyor. Mesela Caps Lock tuşu yerine shift tuşu ile daha samimiyimdir. Hatta bazen tüm kelimeleri büyük harflerle yazmak zorunda olsam bile hep önce shift ile başlar sonra caps lock’u açarım 🙂

Yine bu güzel muhabbetin sonuna geldik. Oradan buradan anlattım hem alışkanlıklar hem de bazı hal ve tavırlarımı 🙂 Galiba kendimi birazcık anlatabildim 🙂  Bu yazı Spaksu’nun şu yazısı ile mim geldiğinden yazıldı. Yeni mimler ise Gizem Tokay‘a, Zeynep Bektaş‘a , Semiha Çakar‘a, Burçin Acar‘a, İbrahim Mumcu‘ya, İbrahim Enes Aksu‘ya , Özgür Tomakin‘e, Ahmet Karaca‘ya, Yusuf Koç‘a, Berkin Bozdoğan‘a son olarak Yunus Emre Karabulut‘a gelsin.Evet sevgili bloger arkadaşlarım haydi hayatınızdaki garip alışkanlıklarınızı yazıp blogunuzda yayınlayın ve başka blogerları mimleyin 🙂

Distracted görseli de Dribbble’da şuradan geliyor 🙂

Örnek mim yazısı için buraya tıklayın. Başka bir örnek için şuraya tıklayın.

5 thoughts on “Enterasan alışkanlıklarım ben #mimlendim

  1. diğer bir alışkanlığını da ben soyleyeyim tatlım benim ; hiç kimseye hayır diyememen .. hayır demeyi ogrenmen lazim 🙂

  2. Geri bildirim: Karabulut ‘un enterasan alışkanlıkları - Karabulut

Bilim Hatunu için bir cevap yazın Cevabı iptal et